Unutmak Da Affetmek De İstemiyorum

Unutmak Da Affetmek De İstemiyorum.

.

İnsanlığın hafızasından silinmedi. BM askerlerinin korumasındaki ‘Güvenli Bölge’ Srebrenica’da üç yıldır kuşatma altında, gıda, giyecek, ilaç yardımıyla yaşamlarını sürdüren insanlar 14 yıl önce bugün Ratko Mladiç yönetimindeki Sırplar tarafından katledildiler. Şimdi bu cümleyi okuyunca, bu bölgedeki koşulların insanca olduğu ve BM’nin gözetimindeki Güvenli Bölgenin savaştan kaçanlar için yaşam koşullarının sağlandığı izlenimine kapılacaksınız ancak gerçek öyle değil. Savaş öncesi 10 bin nüfusunun 8 bini müslüman olan Srebrenica nüfusu, Güvenli Bölge ilan edildikten sonra sığınmacılarla 60 bine ulaşmıştı. Kasaba, Yugoslav ordusunun tüm olanaklarına sahip Sırplar’ın kuşatması altındaydı ve çevredeki tepelerden sürekli top atışı altındaydı. BM, Srebrenica’ya gönderilen insani yardım malzemelerini bile Sırplar’ın denetiminden geçmeden sığınmacılara aktaramıyorlardı. Sırplar, yardım malzemesi olarak gelen yiyecekleri çoğu zaman alıkoyuyor ya da zehirleyerek kasabaya girişine izin veriyorlardı. Amaçları kasabada, kendilerine karşı direnişi sürdüren bir avuç Boşnak’ı bertaraf etmekti ve her gün kasabada 20-30 kişi açlıktan ölüyordu.


Sırplar Srebrenica’ya saldırdığında BM, hiçbir denetim ya da müdahalede bulunmazken Srebrenica’daki direnişçileri silahsızlandırdı; Sırplar’a çanak tutuyorlardı. Nihayet 11 Ağustos 1995’te kasabaya giren Sırplar katliama başladılar. Kasabadan, BM’nin kurduğu Potaçari kampına ulaşmayı başaran 6 bin kadar Boşnak’ı, BM yetkililerinin elleriyle Sırplar’a teslim edişi ardından üç günlük zaman zarfında 10 binden fazla insan öldürüldü.


Bugün hâlâ kendileri için hazırlanmış barakalarda, terk edilmiş evlerde ve yardımlar sayesinde, doğdukları topraklarda sığınmacı gibi yaşamlarını sürdürmeye çalışan, katledilen yakınlarını aradan geçen 14 seneye rağmen hâlâ bulamayan on binlerce insan için, 20 eylül 2003’te Potaçari’de dikilen katliam anıtmezarı ne ifade eder?


Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi 2001’den bu yana, Sırplar’ın soykırım yaptığını kabul ederek katliamdan sorumlu askerlerden R. Kristiç’i 35 yıl, V. Blagoceviç’i 18 yıl, D. Cokiç’i 9 yıl hapse mahkum etti ve Srebrenica katliamının sorumlularının çoğu yakalanmamışken, kuşatma sırasında kasabayı savunmaya çalışan Boşnak komutan Nasır Oriç’i de savaş suçu işlediği gerekçesiyle yargılamaktadır.


Srebrenica’da soluduğumuz havaya sinen nefreti kelimelere dökebilecek yetenekte olmak için gözlerimden vazgeçerdim. Görmek, bir gereklilik değildir bu utancı hissetmek için. Bugün Srebrenica’ya giderseniz, bu terk edilmiş kasabada, yıkık dökük, kurşun delikleriyle dolu evlerin, sağlam kalabilmiş duvarlarında şöyle bir yazıyla karşılaşabilirsiniz: “Sve Turci u Turciju” Şu anlama geliyor: Bütün Türkler Türkiye’ye.


Avrupa’nın ortasında 312 bin insan öldürüldü.


18 bin insan hâlâ kayıp.


21. yüzyıla girmek üzereydi insanlık. Büyük insanlık. Demokrasi için savaşan büyük insanlık.


Attığım başlık bir parça saldırganca görünüyor belki ilk bakışta ama, haklı bulduğum bu söz bana ait değil, bu söz Srebrenica katliamında yakınlarını kaybeden Boşnak bir kadına ait.


Unutmak da affetmek de istemiyorum.


Janset Karavin

2009 tarihli bir yazı...