şiirimizin Cavidan

şiirimizde paşam uyaklar dizelere diklemesinedir
kesildiğimiz civan uzanıp parmak uçlarında değsin için yıldızlara
şüphesiz rakımız masaya giyinik gelir amma velakin muhabbetimiz müstehcendir
alınteridir şıpır şıpır işporta işidir dört çıkışmaz belki ama iki tekerdir damı göklere
kalem ucu sivriltir sapında ah minel aşk hakkedilmiş kelebek çakısıdır
aşk habbesi balık dişi arnavut kamçı otuz üç kere tövbeliyse nişanesi hak edene
yemin kasem namazsız niyazsız çakalıslatandır şiirimiz ekin iti kuyruğu kıstırır
ve evelallah ağam paşam şiirimizde denizler ırmaklara dökülebilir kusur görene
ki en nihayet diyelim öyle biline şiirimizin Tahta Minareli Cavidan hükümet gibi
karıdır

ah Cavidan vah elinden malum akıbetim
'Ma Hüdaye alem, adem yaftim'

ve illa
minare gölgesinde derisi yüzülüptür kırk bir kere mürendir zülfünün lülesi uzaktan
koklayana
adam mı derler be hey teres cilayı çekip narayı çakıp onun aşkına pervane olup
yanmayana

feilla
şehriefsuninin çocuğudur şiirimiz ve bilakis süssüzdür Cavidan bahis mevzuu olunca
zira gecekondu da bitti maşallahtır isimsizdir imtihan kağıdı parasız yatılı mektep
okuyunca

selametle

Janset Karavin
'şiirimizin Cavidan'
17 temmuz tahta minare - fener

Hiç yorum yok: