Özgürlük

Diyorsun ki bana hatta diyebiliyorsun ki, demeliyim belki tam da burada çünkü bunu söylemen biraz da cesaret istiyor belki ya da cehalet ses benzeşimlerinin ötesinde, her neyse; diyebiliyorsun ki bana: "Onu kıskanıyorum doğrusu!" Nesini kıskanıyorsun artık benim için var olmayan bir insanın anlayabilsem, ah bir anlayabilsem ki, anlayabilseydim sizi zaten sizden biri olur çıkardım sanırım, bir eksik bir fazla bir şey ifade etmiyor bir yerden sonra ne de olsa!
"Seni kendisine âşık etmeyi başarmış ya işte: osunu kıskanıyorum belki de!" Tuhaf! Beni acıtabilme başarısını gösteren birisini kıskanabilmene hayret ederken ben, beni incitmekten imtina ettiğin zamanları hatırlayarak, sen kıskanmakta ısrarlı olabiliyorsun bir "artık yok"u...

"Bak şu çocuk bana bakıyor!"
"Bana ne!"
"Ne demek bana ne? Ben de ona bakıyorum ama!"
"İyi..."
"Yakışıklıymış serseri!"
"..."
"Lanet olsun sana; beni çok iyi tanıyorsun: artık özgür kalmana izin veremem..."
"Zaten özgür değilim, farkında değilsin!" Allah belanı versin! Söylemek zorunda mıydın? Ya yarın yanında uyanmak istemezsem ne yapacağım şimdi?

Hiç yorum yok: